FİYONKLU YENİ ÇANTA TASARIMIM

Selamlarrr :)

Bu defa sizlerle yeni çanta tasarımımı paylaşıyorum. Bu tasarım sizlere çok iyi fikirler sunacak inşallah. Aslında bu çantamda değişiklik yapmak gibi bir düşüncem yoktu :) Bu çanta bana ablamın hediyesi. Bu renk fazla kullanmadığım bir renk olduğu için üzerinde biraz değişiklik yapmak istedim. Ama hediye olduğu içinde tamamen değiştirmek istemedim. 

Ben bu çantada ne değişiklik yapabilirim diye düşünürken...

Beni çok mutlu eden bir sonuçla karşılaştım :)

Çantamın bitmiş hali bu :)

Asıl çantam bu dur. Ama dediğim gibi pek kullandığım bir renk değil.
Bakalım nasıl bir değişiklik yapmışım?

Çantanın içini aslında dışından daha çok sevmiştim. Bir ters çevireyim dedim. Baktım içinin deseni bana daha uygun.

Çantaya nasıl bir aksesuar ekleyebilirim diye "DIY" kutuma bir göz attım. Bu resimde gördüğünüz harika fiyonkumu kullanmak istedim. Fiyonkumu kendim yaptım. Bu fiyonk kazağım için fiyonkunu aldığım bluzun kollarıdır. Bluzu görmek için TIKLAYIN. Kolları da çantama fiyonk yapmaya yaradı. Böyle eski kıyafetleri değerlendirmek beni çok mutlu ediyor.
Fiyonkla aynı renkte de çizmem var :)

Bu, çantayı ters çevirdiğim an :)

Fiyonkumu da iç fermuarın hemen altına kondurdum :)
Vee görüntü çok hoşuma gitti.
Çantanın dış tarafından ise, iç tarafı ve bu fiyonk uyumu benim tarzıma daha uygun. 

Çantamla uyumlu eşarbımın da olması. Keyfime keyif kattı.

Bence çantalarınızın içine bir göz atın :)
Belki güzellikler içinde gizlidir. Sıkıldıkça tersini çevirip kullanabilirsiniz.
İyi fikirlerle buluşmak üzere, SEVGİYLE ...

Dantelli çanta tasarımım için TIKLAYIN.

                                          FACEBOOK HESABIM İÇİN TIKLAYIN
                                İNSTAGRAM HESABIM İÇİN TIKLAYIN

KOLAY VE ÇOK LEZZETLİ TATLI TARİFİ

Okuyucularımın yoğun isteği üzerine hem lezzetli hem de pratik olan tatlı tarifimi sizlerle paylaşmak istedim. Bu tarifi yine ben bir kaç tarifi birleştirerek ortaya çıkardım. Tariflerimi yayınlarken genelde test edip onaylayıp paylaşmaya özen gösteriyorum. Şimdi tarifimize geçelim :)

MALZEMELER:

1 çay bardağı süt tozu

2 su bardağı hindistan cevizi

1 çay bardağı pudra şekeri

1 çay bardağı dövülmüş ceviz

1 çay bardağı Süt kreması

Ceviz hariç diğer malzemelerin hepsini bir kabın içinde kaşıkla karıştırıyoruz.

Süt kremasını da görsel olarak göstermek istedim. Çünkü bilmeyenler ve bulamayanlar olabiliyor. Bu kutunun yarısını kullandım.

Swizz Proz ile cevizi çektim. Ben biraz ağzıma gelsin istediğim için fazla çekmedim.
Swizz Proz çok işime yarıyor. Ceviz ve soğan doğrarken bu pratik doğrayıcıyı kullanıyorum. Doğrayıcı ile ilgili detaylı bilgi için TIK TIK.

Malzemeleri karıştırırken kıvam bu oluyor.

Bu şekilde kıvamı tutturduktan sonra dolapta on dakika falan bekletiyoruz. Düz bir kaba yarısını döşüyoruz. Üzerine hindistan cevizi ve ceviz serpiyoruz. Karışımın kalanını da üstüne döşedikten sonra, yine aynı işlemi yapıyoruz.

Bu karışımı ben lezzet topları olarak ta yapıyorum. İsterseniz bu şekilde yapabilirsiniz. Ya da lezzet topları da yapabilirsiniz.

Ben iki kişi olduğumuz için bu şekilde yaptım.

Aynı tarifle farklı bir şekil de verebilirsiniz. Geçtiğimiz hafta da ben aynı tarifi aşağıdaki gibi yaptım.

Bu tarifi işte bu yüzden seviyorum. İstediğim gibi şekil verebiliyorum :)

Bu çok amaçlı tarifi denemenizi tavsiye ederim.
Şimdiden afiyet olsun :)

Diğer lezzetli yemek tariflerim için TIKLAYIN

İçimden koca bir şükür geçti.Yada her şey bir şükürdü. Ben içinden geçtim.

                                 FACEBOOK HESABIM İÇİN TIKLAYIN
                                İNSTAGRAM HESABIM İÇİN TIKLAYIN

ISPANAĞI SEVDİREN YEMEK :)

Facebok sayfam da ıspanak yemeği maceramı sizlerle paylaşmıştım.

Eşim normalde ıspanağı sevmez. ona sordum?

-Aşkım ıspanaklı börek yapsam onu da mı yemezsin? diye...

O da hiç bir şekilde yemeyeceğini söyledi. Bende ıspanağı çok severim. Ispanağın faydalarını bilmeyen yoktur sanırım. Yeşillik denince akla ilk gelen sebzelerden biridir ıspanak.

Konumuza dönelim. 

Eşime bu faydalı yiyeceği mutlaka sevdirmeliydim. Ama nasıl?

Onun sevdiği bir şeyler ekleyerek ve değişik şekilde yaparak ona sevdirebilirim diye düşündüm.

Eşim patatesi ve sarımsağı çok sever. Ama normalde de patatesin her şeyini yer. Püresini yemez.

Bu yemekte ben püresini kullandım :) Sevmediği iki şeyi de severek yemiş oldu :)

Buyurun lafı fazla uzatmadan malzemelere geçelim.

MALZEMELER:

Ispanak

havuç

patates

süt

kaşar peynir

tereyağ

tuz

Yapılışını resimlerin altına yazarak anlatacağım.

Ispanakları tek tek yıkadım. Sonra bu büyüklükte ıspanakları doğradım.

Patatesleri soyup tuzlu suyla bir taraftan haşladım.

Doğradığım ıspanakları kısık ateşte tencereye koydum. Başka hiç bir şey koymuyorsunuz. Özellikle de yağ. Çok kısık ateşte ıspanaklar suyunu bırakır. En fazla beş dakika pişirin. Tuz eklemeyi unutmayın.

Rendelediğimiz havuçları ise yine kısık ateşte biraz süt ve tuzla soteliyoruz. Bu da beş dakika.

Haşlanan patatesleri bir kapta süt, tereyağ ve tuzla ezip püre yapıyoruz. Borcam' ın en alt kısmına döşüyoruz. Üstüne de havuçları serpiyoruz.

En üste ise suyunu bırakarak pişen ıspanağın, avucumuzda suyunu iyice sıkıp döşüyoruz.

Ve resimdeki gibi kaşar peyniri serpiyoruz. Ben fazla koymak istemedim. Yemeğin tadını bozmasın diye. Ve üzerinde biraz süt ve sıvı yağ gezdirdim.Kaşarın üstüne de biraz sarımsak serptim. Sarımsağı isterseniz patates püresinin içine de ekleyebilirsiniz. Yemeğime sarımsak çok güzel bir tat verdi.

Ve son olarak servis tabağında fırında ıspanağımız yerini aldı :) Ispanağın yanında ne gider?
Tabii ki makarna.
Bu yemeğimin tarifini hiç bir yerden almadım. Ama şunu söyleyeyim; Tarifini aldığım yemeklerden bile kat kat daha lezetliydi. Şiddetle tavsiye ederim. Ispanak sevmeyen eşinize ve çocuklarınıza ıspanağı sevdirmek için çok güzel bir yemek. Bu eşimin tabağıydı. Bunun hepsini yedi ve bir dilim daha istedi.
Siz yine de ıspanak sevmeyen birinin tabağına büyük bir dilim koymayın. Az koyun ki yine istesin. Çocuklarınızın yemek yeme alışkanlığı için de bu çok önemli. Çocukların önüne dolu dolu tabaklar koyarak, yemekten soğutuyoruz. Çocuk yiyecek bile olsa, o tabağı görünce kendini geri çekiyor.
Biz afiyetle yedik. Çok da şükrettik. Allah ağzınızın tadını bozmasın. Şimdiden afiyet olsun :)

İçimden koca bir şükür geçti.Yada her şey bir şükürdü. Ben içinden geçtim.

                                 FACEBOOK HESABIM İÇİN TIKLAYIN
                                İNSTAGRAM HESABIM İÇİN TIKLAYIN

YOĞUN BAYANLARA KOLAY YEMEK YAPMA TAKTİKLERİ

Öncelikle yeni evlenen, evlenecek olan yada çalışan, çocuğu olan bayanlar ev işlerini yetiştirememekten ve yemek yapmaya vakit kalmadığından şikâyetçiler. Bende bunu düşünerek kendi deneyimlerimden yola çıkarak bir kaç öneri de bulunacağım inşallah.

Öncelikle haftalık bir plan yapmanızı öneririm. Plansız olduğu zaman işler birbirine girer.
Mesela hafta sonu ev alışverişi yaparken, hafta içi hangi yemekleri pişireceğinizi belirleyip ona göre alışveriş yapın.
Derin dondurucuya poşetlere bölerek et, kıyma, tavuk vs... koyun. Yemek yaparken çok pratik oluyor.
Misafir ağırlama olayına gelince de: Şimdi her şey hazır zaten. Yufka açma derdi bile yok. Hazır yufkayla börek yapıp yine dondurucuya atabilirsiniz.
Ben mesela, yemekte kullanacağım kaşar peynirini rendeleyip saklama kabında bekletirim. Yemek yada pasta yaparken kullanacaksam hemen hazır rendelenmiş kaşar peyniri kullanırım.

 Kaşar peyniri rendeleyip saklama kabında hazır bir şekilde dolaba koymadan çektiğim bir resim. Yemek yada pasta yaparken hiç vakit kaybım olmadan kullanıyorum.

 Soğan aldığınızda hepsini doğrayıp bir yemeklik kadar buzdolabı poşetlerine koyup difrize atın.
Kuru bakliyatları da haşlarken ihtiyacınızdan fazla haşlayıp, poşetlere bölüp dondurucuya atın.Çok pratik oluyor.
Sarımsakları da soyup temizleyip kavanoza koyup dolapta saklayın.

Bu resmi sizlere görsel olarak ta göstermek adına ekledim.
Sarımsak ayıklamak yemek yaparken çok zamanımızı alır. Ben de bunu düşünerek, kendi yaptığım bazı pratik bilgileri resimledim.
Sarımsakların kabuklarını soyup yıkıyoruz. İyice kağıt havluyla kuruluyoruz. Sakın ıslak kalmasın. Sonra zeytin yağ yada sıvı yağ ile beraber kavanoza koyuyoruz. Resimde görüldüğü gibi. Sarımsağın hem vitamini kaybolmuyor. Hem koku yapmadan uzun süre muhafaza ediyorsunuz. Hem de yemek yaparken hazır alıp kullanabilirsiniz. Sarımsak azaldıkça yağını da yemeklerde kullanabilirsiniz. Bu yöntem her yönden çok işe yarıyor.

 Maydanozlar çok çabuk bozuluyor o yüzden hiç yıkamadan plastik şeffaf kabın içinde saklayabilirsiniz.
Hafta da bir günü temizlik ve yemek ayarlamaya ayırın. Bu sizi bir hafta rahat ettirir.
Eğer çalışan bir bayansanız, zaten paranız da olduğu için ayda bir temizlikçi tutabilirsiniz.
Hafta sonu pazar günlerinizi eşinizle vakit geçirmeye ayırın.
Dediğim gibi en önemli şey, başta plan yapmak. Her gün ne yapacağınız konusunda iş bölümü yaparsanız, sorun yaşayacağınızı zannetmem.
Zaten herkesin derdi fazla kiloları. Eğer hareketli yaşarsanız böyle bir derdiniz de olmaz.
Boş durmaktansa çalışmak daha iyidir. Dinimizce de zaten boş duranı Allah sevmez. Çünkü şeytan her zaman boş duranla daha çok uğraşır.
Bir şeyler üretmek, çalışmak vs... Dinlenmenin değerini anlamanızı sağlar. Yorulduğumuz zaman kahvenin tadı bile başkadır.
Yukarıda da belirttiğim gibi: Çalışan bayanlar iş bölümünü, hafta içi yapacakları yemekleri ayarlayıp ona göre alışveriş yapıp dondurucuya koyarak kendilerine kolaylık sağlayabilirler.
Mesela: bu hafta sonu bir dolma sarıp, bir köfte yapıp ne bileyim eşiniz yada siz hangi yemeği seviyorsanız hazırlayıp dondurucuya koyup, hafta içi kendinize ve eşinize daha çok vakit ayırmış olursunuz.
İşleri kafanızda sürekli büyütmeyin. Hele de yemek konusunu.
Ben yemek pişirme konusunda çok tecrübeli biri değilim. Ama size bir kaç öneride bulunabilirim.
Hem çalışma hayatım oldu, hem okul hayatım hem de evlilik hayatına girmiş 28 yaşında biri olarak size şunu altını çizerek söylüyorum:
Ne zaman kafamda yemek, temizlik olayını büyüttüysem, o yemek güzel olmadı ve yaptığım temizlikte bir işe yaramadı. Ama ne zaman hiç düşünmeden, kafaya takmadan yemek pişirmeye başladım. İşte o zaman artık yemeklerim güzel olmaya başladı.
Bu sadece yemek konusunda değil. Her alanda böyledir. Bir işe başlayacaksınız ne kadar evham yaparsanız, o iş o kadar çıkmaza girer. Hem kendinizi yıpratır hem de çevrenizdekileri huzursuz eder.
Hafta sonu çamaşır yıkama günü,
Pazartesi ütü günü,
Pazar günleri de eşinizle keyif yapma gününüz olsun :)

İçimden koca bir şükür geçti.Yada her şey bir şükürdü. Ben içinden geçtim.

Kavanozdan etiket nasıl temizlenir yazımı okumak için tıklayın.

                                FACEBOOK HESABIM İÇİN TIKLAYIN
                                İNSTAGRAM HESABIM İÇİN TIKLAYIN

HAFTA SONU KAHVALTI MASAMIZ-2

Yine bir hafta sonu kahvaltı soframızla sizlerleyim. Bu hafta sonu da çok şükür uzun uzun vakit geçirilen yerlerin başında kahvaltı soframız yer aldı. İnsanın yaşam alanı ne kadar huzur dolu ve içine sinecek şekilde olursa, o kadar huzurlu ve mutlu oluyorsunuz. 

 Bu hafta sonu ilk kahvaltı soframız sarı renklerden oluşsun istedim. Bu sarı peçetelerimi çok seviyorum. Hem büyük hem de iç açan bir görünüşü var. 

Ekmek sepetini bu peçetelerimle takım olması için ben yaptım. Aslında yapılışını resimli olarak blog da yayınlayacaktım fakat, herkes bunu düşünebilir zaten diyerek, yayınlama ihtiyacı duymadım. Ama istek olursa ilerleyen günlerde yayınlayabilirim.

Kahvaltı soframızda bu defa ilk kez denediğim bir hamur işi yer alıyor :) Adını yine ben uydurdum. " Milföy tabağında patates cipsi". İlk defa denediğim için acemilik vardı. Gelecek sefere daha güzel olacak inşallah. Aslında çok da güzel oldu. Bu tarif yine tamamen benim aklıma gelen bir tarif. Biliyorsunuz değişiklik yapmayı seviyorum. 

Bu tarifte, iki tarifimi kaynaştırdım. Önce patatesleri yuvarlak şekilde ince ince doğrayıp yağlı kağıtla fırına sürdüm. Fırında patates kızartması tarifimi merak edenler tıklasın. (Orada şekli farklı ama yapılışı aynı.)
Patatesleri fırının üst rafına yerleştirdim. Milföyleri de kaselere döşeyerek kase şekli almasını sağladım. Porselen kaselerle beraber milföy hamurlarını da alt rafa sürdüm. Piştikten sonra, patatesleri de resimdeki gibi ortasına koydum. Üstüne de patatese çok yakışan maydanoz serptim. Eşim çok beğendi. Onun beğenmesi de beni mutlu etti :)

Bu da kuş bakışı :) Milföy yaparken aklınızda bulunsun. Kabarmaması ve dağılmaması için fırına sürmeden önce çatal batırın. Ben de bu püf noktasını zar zor buldum :) Her yerde yazmıyorlar.

Roka nın faydaları saymakla bitmez. En önemlisi de bağırsakları düzenler. Öksürüğü keser. Hazmı kolaylaştırır. Biliyorsunuz roka krizi tutan biriyim :) Bu da "Roka yatağında salatalık ve domates" 

Hafta sonu kahvaltısı olur da, kahvesi olmaz mı hiç :) Bol köpüklü kahvelerimizi de yeni süslediğim, kahve tepsimizde içtik. Bu tepsi normalde düz tahta bir tepsi. Aslında tepsi bile değildi ama ben onu kahve tepsisi olarak gözüme kestirdim :) Nerede bir vintage fikri var orada ben de varım. Bu tahta tepsiye güllü vintage tarzı peçetemi kamufle ettim. Peçetemin desenine bayılıyorum. İçinde bütün sevdiğim desenler mevcut. Bu tepsinin yapılışı ilerleyen günlerde blog da olabilir. Kahve içerken de tepsimizin rengiyle içimiz açıldı. Kahve fincanlarının altına da değişiklik olsun diye. Bardak altlığı olarak da kullandığım ince kağıt kek kalıplarından koydum. Masa örtümdeki gül deseni de beni benden alıyor :)

Şimdi de gelelim ikinci gün kahvaltımıza.

Pazar günü kahvaltılarımızda genelde haftaya başlarken zinde olmak için kuru meyveler yer alıyor. üzerinde süsleme olarak ta dövülmüş ceviz.
Bu masada özellikle sarı-kırmızı uyumu yer alıyor.
Çünkü pazar günü Galatasarayın maçı vardı. Eşime jest yapmak istedim. Kahvaltıda da maçla ilgili tahminimde galip geleceğimizi söyledim. Ve akşam maçı galip bitirdik :)

Bu defa da masamızda tarifi çok kolay ve lezzetli bir yemek var. "Milföy hamurunda pizza." Eşim sosisi sever. Ben de bu kolay ve de oldukça lezzetli tarifi  yaptım. 

Bu güzel tarif yakında blog da olabilir:)

Bu da kahvaltı tabağımdan bir kare :) Gerçekten çok lezzetliydi. Rabbim sana çok şükür.

Akşamları keyif yapmaktan da geri kalmadık tabi. Benim eşim tam bir kestane delisi. Haftada en az üç defa kestane pişiriyorum. O derece :)
Kış demek zaten evde kestane kokusu demek değil mi?
Bu hafta sonumuz da böyle geçti. Allah kimsenin ağzının tadını bozmasın.

İçimden koca bir şükür geçti. Yada her şey bir şükürdü, ben içinden geçtim.

Geçtiğimiz hafta sonu kahvaltımız için TIKLAYIN

FACEBOOK HESABIM İÇİN TIKLAYIN

TWİTTER HESABIM İÇİN TIKLAYIN

İNSTAGRAM HESABIM İÇİN TIKLAYIN

BİR EŞARPLA İKİ MODEL YAPTIM

Hafta sonları fırsat buldukça eşarp bağlama modellerimi eşime çektirmeye çalışıyorum. Geçtiğimiz hafta ilk eşarp bağlama modelimi yayınlamıştım. Bu hafta sonu da eşim artık alışmış olacak ki eşarbımı elime alınca o da makinayı eline aldı :) Ben bu adamı seviyorum yaaa...

Kalbimin Rabbimden sonraki sahibi. Allah herkese mutlu bir evlilik nasip etsin inşallah.

Eşimle uzunnn uzuunnn vakit geçirebildiğimiz için, hafta sonlarını çok seviyorum. 

Şimdi lafı yine fazla uzatmadan aşama aşama eşarp bağlama modellerine geçiyorum. Bu defa aynı eşarpla, iki ayrı model denedim. Şu an üzerinde çalıştığım kazak tasarımım da üstümde. Henüz tamamen bitmiş değil. İlerleyen günlerde tasarımın bitmiş halini sizlerle inşallah paylaşırım.

Bu birinci eşarp modelim. şimdi nasıl yaptığımı anlatayım.

Bu da her zaman başörtü yaparken yanımda bulunan meşhur iğneliğim.

İlk olarak yine eşarbımı ikiye katladım. Resmi yakınlaştırıp bakabilirsiniz. Alt kısmını biraz uzun bıraktım.

Hızlıca eşarbı başıma koydum. Hızlıca koymamın sebebi, o zaman önü düz oluyor. Çenemin altında iki tarafı birleştirdim.

Çenemin altında birleştirip yanlardan da resimde görüldüğü gibi alıyorum. Resimde gördüğünü kazak tasarım aşamasında ve daha bitmemiş hâlidir.

Çene kısmını iğneledikten sonra, çengelli iğnenin de üstüne gelecek şekilde eşarbın bir ucunu yana doğru çenemin altından çekip aşağıdaki resimde olduğu gibi kazağa iğneliyorum.

Eşarbın yan taraflarına da kaymaması için iğne takıyoruz.

Eşarbın modelinin son durumu budur. Ben bir ucunu önde bıraktım. Diğer ucunu ise arkaya doğru tutturdum.

Bu da arkasının duruşu.
Birinci modelimiz bitmiştir.

 Şimdi de gelelim ikinci modelimize :)
Ben bu modeli de çok beğendim. Buyurun anlatımına geçelim.

Bu defa eşarbı katlamıyoruz. Bir ucu kısa bir ucu da uzun olacak şekilde önden resimdeki gibi tutuyoruz. Sonra önü düz durması için aynada ayarlama yapıyoruz. Ben bu modeli çok sevdim :) İkinci model olduğu için biraz aceleye geldi. Eşimin artık yorulduğunu hissedince. Bende acele ettim. 

Ayna da bu şekilde ayarladıktan sonra yine küçük kancalı iğneyi eşarba bir defa da geçiriyorum. Bazı arkadaşlar iğneyi bir kere mi tutturuyoruz? diye sordular. Resimdeki gibi bir defa.

Bu şekilde bir tarafı kısa kalıyor.

Kısa tarafını arkaya doğru bırakıyorum.. Arkası bu şekilde duruyor. Ön kısmını alttaki resimdeki gibi yaptım.

Önünde uzun kısmı kalıyor. Uzun kısmın ucundan alıp yine kazağın yan tarafına kancalı iğneyle tutturuyorum. Böylelikle ön kısmı dökümlü duruyor. Hem de gittiğiniz yerde önüm açılacak mı diye düşünmeden rahat hareket ediyorsunuz :)

Eşarp: Rosa Parks

Yine huzurunuzdan ayrılmadan bir poz da kendim çekeyim dedim.
Bu pozun adı: "Yeni Haftaya Merhaba" pozu olsun :)
Herkese önce imanlı sonrada sağlıklı bir hafta diliyorum. Eğer sağlıklı olursak gerisi gelir zaten :)
Bol dua ile mutlu günler....

İçimden koca bir şükür geçti. Yada her şey bir şükürdü. Ben içinden geçtim...

İlk bol resimli eşarp bağlama modelimi görmek için tıklayın.

FACEBOOK HESABIM İÇİN TIKLAYIN

TWİTTER HESABIM İÇİN TIKLAYIN

İNSTAGRAM HESABIM İÇİN TIKLAYIN